İran’ın petrol ve doğalgaz dışı ihracatında kimyasal madde ve ürünleri sektörü önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle petrokimya ürünleri, ülkenin ihracat gelirleri içinde üst sıralarda yer almakta ve başta Türkiye olmak üzere çeşitli Asya ülkeleri ana ihracat pazarlarını oluşturmaktadır. Bu ürünler arasında plastikler, kimyasal gübreler ve diğer temel petrokimyasallar bulunmaktadır. İlaç sektöründe ise İran, büyük oranda iç pazara yönelik üretim yapmakta olup, yerel ilaç endüstrisi ülkenin sağlık ihtiyaçlarının önemli bir kısmını karşılamaktadır. Bunun yanı sıra, kozmetik sektörü de İran’da hızla gelişen ve bölgesel ölçekte önemli bir pazar konumunda olan bir sektördür. İran, hem üretim kapasitesi hem de bölgeye yönelik ihracat potansiyeliyle Orta Doğu ve çevresindeki ülkelerde kozmetik ürünlerinin başlıca tedarikçilerinden biri olmayı sürdürmektedir. Bu durum, İran’ın kimya ve ilaç sektörlerindeki yatırımlarını artırmasına ve üretim altyapısını güçlendirmesine olanak sağlamaktadır.
Petrokimya
İran’ın petrokimya sektörü, ülkenin geniş petrol ve doğalgaz rezervlerine dayalı olarak ekonomik büyümenin temel taşlarından biridir. Devlete ait olan Ulusal Petrokimya Şirketi (NPC), dünyanın önde gelen üreticilerinden biri olup, küresel petrokimya pazarının yaklaşık %5’ine hakimdir. NPC, yabancı yatırımı teşvik etmek amacıyla iki özel ekonomik bölge kurmuştur: Mahşehr Petrokimya Özel Ekonomik Bölgesi (Huzistan) ve Asaluye Pars Özel Ekonomik ve Enerji Bölgesi (Buşehr). Üçüncü bölgenin Lavan Adası’nda kurulması planlanmaktadır. Ülkede hâlihazırda 52 petrokimya tesisi faaliyet göstermekte olup toplam üretim kapasitesi 92 milyon ton/yıl seviyesindedir. Bu kapasitenin 2027 yılına kadar 131,5 milyon tona çıkarılması hedeflenmektedir (Tehran Times, 2024). İran’da üretilen başlıca ürünler arasında metanol, etilen, üre, amonyak, polietilen, polipropilen ve PVC yer almaktadır. Üretimin yaklaşık %45’i Asaluye, %36’sı Mahşehr ve %19’u diğer bölgelerdeki tesislerde gerçekleşmektedir. 2024 yılı itibarıyla İran’ın yıllık petrokimya üretimi yaklaşık 80 milyon ton seviyesindedir (Mehr News Agency, 2024). Ülkenin yıllık petrokimya ihracat hacmi yaklaşık 18 milyar dolara ulaşmıştır ve başlıca pazarlar Çin, Hindistan, Türkiye ve Japonya’dır (Oil & Gas Middle East, 2024). Sektörde ayrıca 15 yeni tesis projesi devam etmekte olup, bu yatırımlar tamamlandığında toplam kapasite ciddi oranda artacaktır (Hydrocarbon Processing, 2024). Zagros Petrochemical Company gibi firmalar İran’ın küresel metanol pazarındaki güçlü konumunu temsil ederken, Jam Petrochemical gibi şirketler bölgesel üretimde önemli rol oynamaktadır (Wikipedia, 2024).
İran’ın petrol ve doğalgaz hariç ihracatının önemli bir kısmını petrokimya ürünleri oluşturmaktadır. 2024 yılı itibarıyla, petrokimya sektörünün toplam ihracat değeri yaklaşık 18 milyar dolara ulaşmıştır. Ülkenin yıllık petrokimya ürünleri üretimi yaklaşık 80 milyon ton seviyesindedir. Bu ürünlerin büyük bir bölümü ihraç edilmekte, başlıca ihracat pazarları arasında Çin, Hindistan, Türkiye ve Japonya yer almaktadır. Sektör, ülke sanayisinin döviz kazandırıcı en büyük kalemlerinden biri olmaya devam etmektedir (Mehr News Agency, 2024; Oil & Gas Middle East, 2024).
İlaç Endüstrisi
İran’da ilaç sektörü, 1956 yılında kurulan ilk modern ilaç fabrikasıyla gelişmeye başlamış ve günümüzde ülke genelinde 100’ün üzerinde ilaç üretim tesisi faaliyet göstermektedir. 2024 itibarıyla İran’ın yıllık ilaç üretim kapasitesi 45 milyar adet civarına ulaşmış, üretim değeri ise 3,2 milyar dolara yükselmiştir. Yerli üretim, ülke ilaç ihtiyacının yaklaşık %95’ini karşılamaktadır. Ancak diyabet, kanser ve nadir hastalıklar gibi özel tedavilerde kullanılan ileri teknoloji ilaçlarda dışa bağımlılık devam etmektedir. Bu segmentteki ithalatın yıllık maliyeti 1,5 milyar dolar seviyesindedir. Başlıca ithalat partnerleri arasında İsviçre, Almanya, Fransa, Çin ve Birleşik Arap Emirlikleri yer almaktadır. Tahran, Elburz, Rezevi Horasan ve Doğu Azerbaycan eyaletleri ilaç üretiminin yoğunlaştığı bölgelerdir. Öne çıkan üreticiler arasında Exir, Farabi, Dr. Abidi ve Ebu Reyhan; büyük dağıtıcılar arasında ise Daru Pakhsh, Jaber Ibn Hayyan ve Tehran Shimi gibi firmalar yer almaktadır. 2024 yılında İran’ın ilaç ihracatı 250 milyon doları aşmış olup, ihracat yapılan başlıca ülkeler Afganistan, Irak, Suriye, Lübnan, Yemen ve bazı Orta Asya ülkeleridir (Iran Trade Promotion Organization, 2024; Financial Tribune, 2024; Iran Pharmaceutical Statistics Report, 2024).
Temizlik Ürünleri, Kozmetik ve Kişisel Bakım Ürünleri
İran’ın kozmetik ve kişisel bakım ürünleri sektörü, son yıllarda bölgesel dinamikler ve iç talepteki artışla birlikte istikrarlı bir büyüme göstermektedir. 2024 yılı itibarıyla sektörün pazar büyüklüğü yaklaşık 600 milyon dolara ulaşmıştır. Bu büyümede özellikle genç nüfusun artan tüketimi ve kişisel bakım konusundaki farkındalığın yükselmesi etkili olmuştur. Yerli üreticiler, geleneksel bitkisel ve doğal içerikli ürünleri modern formülasyonlarla birleştirerek hem iç pazarda hem de dış pazarda etkin bir konuma gelmiştir. Mehr Cosmetics ve Nature Republic Iran gibi firmalar, özellikle Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) ülkelerine yönelik ihracatta aktif rol oynamaktadır. Doğal kozmetik ürünlere olan talep doğrultusunda, İran menşeli markalar bitkisel içeriklerle rekabet gücünü artırmakta ve bu da ihracat hacmini desteklemektedir. Sektörün önümüzdeki yıllarda %8 ila %10 oranında büyüme potansiyeline sahip olduğu tahmin edilmektedir (Iran Cosmetics Manufacturers Association, 2024).
İran'da temizlik ürünleri sektörü, deterjan, sabun, şampuan ve diş macunu gibi ürünlerin üretimiyle önemli bir sanayi koludur. 2024 yılı itibarıyla ülkede 24 deterjan pudrası fabrikası bulunmaktadır ve bu tesisler, ülkenin yıllık 460 bin tonluk iç tüketim ihtiyacını karşılamaktadır. Üretimin önemli bir bölümü Kazvin (%43) ve Tahran (%27) illerinde gerçekleşmektedir. Tolypers, Paksan, Pakshoo, Behdad ve Paknam gibi firmalar sektörün önde gelen markaları arasında yer almaktadır (Iran Ministry of Industry, Mine and Trade).
Sektör; eski teknoloji, kalitesiz paketleme ve finansman eksiklikleri gibi bazı yapısal sorunlarla karşı karşıya olmasına rağmen ihracat kabiliyeti artış göstermektedir. 2023-2024 döneminde İran'ın deterjan ve temizlik ürünleri ihracatında %64 artış yaşanmıştır. Başlıca ihracat pazarları arasında Özbekistan (%77), Türkiye (%13) ve Kazakistan (%8) yer almaktadır (Volza, 2024).
İran'ın 2024 yılı deterjan ve kozmetik ürünleri ihracatı toplamda yaklaşık 130 milyon dolara ulaşmıştır. Bu ihracatın büyük kısmı komşu ülkelere ve Orta Asya pazarlarına yöneliktir (Totalnews, 2024).
Boya, Reçine ve Yapıştırıcı Sektörü
İran’ın boya ve kaplama sanayisi, yıllık 1 milyon tonun üzerinde kurulu kapasiteye sahip olmasına rağmen, 2023 yılında bu kapasitenin yalnızca %55’i kullanılarak yaklaşık 500.000 ton üretim gerçekleştirilmiştir. Üretimin büyük bir kısmı Tahran, Kazvin, İsfahan, Rezevi Horasan ve Doğu Azerbaycan ostanlarında yoğunlaşmaktadır. Sektör, eski teknoloji kullanımı ve iç pazardaki durgunluk nedeniyle kapasite fazlası sorunuyla karşı karşıyadır. Ancak, komşu ülkelerdeki inşaat ve sanayi projeleri, ihracat potansiyelini artırmaktadır. İran, Afganistan, Irak, Türkmenistan, Tacikistan ve Kazakistan gibi ülkelere boya ve kaplama ürünleri ihraç etmektedir (Coatings World, 2024; Ana.ir, 2024).
Reçine üretimi de boya sanayisi için kritik bir öneme sahiptir. Ülkede 190 fabrika, yıllık yaklaşık 550.000 ton reçine üretim kapasitesine sahiptir. Başlıca üreticiler arasında Rezitan, Pars Eshen, Arya Rezin, Shimi Rezin ve Dorin Shimi bulunmaktadır. Ancak, reçine ithalatı hâlâ yüksek seviyededir ve bu durum, yerli üretimin bazı spesifik türlerde yetersiz kaldığını göstermektedir (İran Ticaret Geliştirme Kurumu, 2017).
Yapıştırıcı sektöründe ise üretim ve ihracat verileri sınırlı olmakla birlikte, iç pazarda talebin arttığı ve özellikle inşaat ve otomotiv sektörlerindeki büyümenin bu talebi desteklediği gözlemlenmektedir. Ancak, sektörde modern üretim teknolojilerine geçiş ve kalite standartlarının yükseltilmesi gerekmektedir.
Genel olarak, İran’ın boya, reçine ve yapıştırıcı sektörleri, iç pazardaki sınırlamalar ve teknolojik altyapı eksikliklerine rağmen, komşu ülkelerdeki artan talep ve ihracat fırsatları sayesinde büyüme potansiyeline sahiptir. Ancak, bu potansiyelin gerçekleştirilmesi için sektördeki yapısal sorunların çözülmesi ve uluslararası kalite standartlarına uyum sağlanması gerekmektedir.